İstinye Üniversitesi İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümü tarafından Markalı dersi kapsamındaki konuğumuz Doç. Dr. Burçin Kaplan oldu. Dr. Kaplan, “Beyin Dili: Nörobilim ve İletişim Sanatı” başlığıyla nörobilim konusundaki bilgi, deneyim ve tavsiyelerini bizlerle paylaştı.
Neuroscience ABS Genel Müdürü Fatih Ölçekçiler’in moderatörlüğünü üstlendiği söyleşide Dr. Burçin Kaplan “bizler nörobilim ile aslında muhtemel reaksiyonları planlıyoruz.” sözleriyle nörobilimin iletişim ve pazarlama üzerindeki etkisinde vurgu yaptı. Söyleşisine girişimcilik konusuyla başlayan Dr. Kaplan girişimcinin çok iyi bir dinleyici olması gerektiğinin unutulan bir özellik olduğundan bunun yansıraysa pazarlama ve bütünleşik pazarlama gibi türevlerinde alt başlık olan halkla ilişkiler, reklamcılık, satış, tutundurma veya sosyal medya gibi alanlarda ise iletişimin öz kaynak olduğundan bahsetti.
Bilinçdışı Varlığın Somut Verisi: Nörobilim
Nörobilimin temelinde bizlerin bir reaksiyon göstermemiz için beynimizdeki nöronların birbiriyle iletişime girmesi gerekiyor. Yani fiziksel bir etki-tepki doğasına sahip olan sistem bizlere önemli olanın aldığımız mesajı nasıl algıladığımızdan çok nasıl bir karşılık verdiğimizin önemini taşıyor. Diyerek sözlerine devam eden Dr. Kaplan, tüm sinirlerin birleşmesiyle isteklerin oluştuğundan ve isteklerin ise farklı şekillerde pazarlama üzerinde temin edildiğinden yani değer yaratmak için bir üründen ya da hizmetten elde ettiğimiz sonuçların maliyet ve eforla karşılaştırılması sonucu beklentilerin nasıl karşılandığı konusunda bizlere ışık tutuyor. Nörobilimin sadece manipülasyondan ibaret olmadığının altını çizen Dr. Kaplan subliminal mesajlar ile girizgâh yapılarak yönlendirme sağlanabildiğini ve önemli olanın müşteriden reaksiyon almak değil, doğru bir yönlendirme sağlamak olduğunu vurguluyor.
Gördüklerimizden Çok Göremediklerimiz: Bilinçaltı
Nörobilim genel olarak sağlık ve işletme gibi iki ana başlık altında incelense de bu tür dengeleri sağlamak için multidisipliner bir yapıyı sağlamanın önemine vurgu yapan Dr. Kaplan, algıladığımız, duyduğumuz, gördüğümüz ve hissettiğimiz birçok duygu ve durumun beynimizde yorumlayıp reaksiyon gösterdiğimizden, bunun sonucu olarak ise hayatımızın şekillendiğinden bahsetti.
Müşteri olarak gördüğümüz kitleyi harekete geçirmenin yolunun big dataları alıp beklentileri belirmek ve kişiselliği özelleştirmek olduğunu, böylece algıladıklarımızın yanında bilinçte oluşan algılarında uzun vadede daha önemli bir yere gelerek sosyal hayatımızı şekillendirdiğinden söz eden Dr. Kaplan, Şeytan Marka Giyer (2006) filmindeki kemer sahnesine de atıfta bulunarak nörobilimin özgür görünen tercihlerin aslında planlanmış seçenekler sunduğu farkındalığını da gözler önüne serdi.
Söyleşiye nörobilimin sadece satış ve pazarlama da değil, toplumsal amaçları şekillendirmede de rol oynadığına değinerek devam eden Dr. Kaplan, elde edilen çıktılar ile yardım ve bağışlarında şekillendirilebildiği ve sosyal formların da iyileştirilebilerek farkındalık yaratılabildiğini ekledi.
Söyleşinin sonunda, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ruken Özgül Kılanç ve Neuroscience ABS Genel Müdürü Fatih Ölçekçiler tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.
Haber: Amine Yağmur GÖZ - Senanur AKAT (PR&AD Lab.)